29 Eylül 2008 Pazartesi

İyi Bayramlar..

Hepinize aileniz ve sevdiklerinizle beraber sağlık, sıhhat ve afiyetle geçireceğiniz şeker tadında bir bayram dilerim.. Herşey gönlünüzce olsun!

28 Eylül 2008 Pazar

Ben Anne, Annem de Kızım Olunca..

Geçtiğimiz hafta annem görünmez bir kaza sonucu düşüp el bileğindeki eklemi kırınca -tüm itirazlarına rağmen- sanki ben anne o da kızım oldu.. Babamın ve erkek kardeşimin "annen tarif eder, biz yaparız" telkinlerine kulak asmayıp elimden geldiğince mutfak konusunda annemin yemeklerini aratmamaya çalıştım. Yaptığım pratik yemeklerden biri de sosisli patatesti.. Her ne kadar babam ısrarla içine değişik ne koyduğumu sorup çok güzel bir lezzeti olduğunu söylese de bütün tarif işte bundan ibaret:

Malzemeler:
5-6 adet orta boy patates
12 adet ufak boy sosis
2 yemek kaşığı salça
sıvıyağ (yaklaşık 2 yemek kaşığı)
sıcak su
tuz



Tencereye sıvıyağı alıp 2-3 cm. eninde halka halka kestiğiniz sosisleri ekleyin ve orta ateşte arada karıştırarak sosisleri 3-4 dk. hafifçe kızartın. Bu esnada patatesleri yıkayıp kabuklarını soyun ve küp küp kesin. Sosisler kızarınca salçayı ekleyip harmanlayın. Patatesleri ve tuzu da ilave edip sosla iyice karışmalarını sağlayın. Sıcak su ekleyip tencerenin ağzını kapatın. Patatesler yumuşayıncaya kadar pişirin. Yemeğin suyu azalırsa sıcak olmak şartıyla su ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun!

26 Eylül 2008 Cuma

Şipşak Tarhana Çorbası

Anadolu'da sofralardan eksik olmayan, besleyici değeri yüksek ve pişmemiş haliyle uzun süre muhafaza edilebilen çok eski bir yiyecek olan tarhanayı bu ramazan bol bol tükettik.. Öyle görünüyor ki, kış boyunca da annemin semt pazarından aldığı tarhanayı keyifle içeceğiz..

Malzemeler:
2 çorba kaşığı tarhana
su (bir miktar oda ısısında, bir miktar da kaynar)
tereyağı
nane
pul biber
tuz
(arzu ederseniz salça da ilave edebilirsiniz)

Tencereye aldığınız tarhananın tamamı ıslanacak şekilde üzerine oda ısısındaki sudan dökün ve tarhananın homojen bir şekilde suya karışmasını sağlayın. 15-20 dk. suda kalan tarhanayı ocağa alın ve orta ateşte içine yavaş yavaş kaynar su ekleyerek devamlı karıştırın (çorbanın koyuluğunu damak zevkinize göre ayalayabilirsiniz, bu yüzden su miktarı vermedim). Çorbada pütür kalmadığında tencerenin ağzını kapayın ve bir taşım kaynatın. Bu esnada küçük bir cezveye tereyağ, nane ve pul biberi alıp orta ateşte yağ eriyip kızıncaya kadar hepsini pişirin. Tarhananın içine bu sosu gezdirin, tuz ekleyin ve 3-4 dk. daha pişirip servise sunun.

Bu çorbayı Şipşak Tarifler etkinliğine yolluyorum, kolay gelsin Bir Demet Fesleğen..

Afiyet olsun!

Not: Hepinizin Kadir Gecesi mübarek olsun..

25 Eylül 2008 Perşembe

Mercimek Aşkına!

Her gün yeseniz bıkmayacağınız bir yemek var mı? Yukardaki fotoğraf benim mercimek aşkımı anlatıyor. Yaz kış demeden her canım çektiğinde, ailemizin iki kişilik olduğuna bakmadan, iki bardaktan yapar ve afiyetle yerim.

Malzemeler:
2 su bardağı yeşil mercimek
1 adet soğan
2 adet domates (mevsim itibarıyla domatesler renk vermiyorsa salça miktarını arttırın)
2 tatlı kaşığı domates salçası
sıvıyağ
oda ısısında su
tuz


-mercimek bitkisi şema diyagramı-

Mercimekleri bir kaba alıp içindeki taş vb. şeyleri ayıkladıktan sonra iyice yıkayın ve üzerini aşacak kadar su ekleyip tuz dökün. Mercimekler bu şekilde 15-20 dk. beklerken yemeklik doğradığınız soğanı sıvıyağda 3-4 dk. çevirin ve blenderdan geçirdiğiniz domateslerle salçayı da ekleyip harmanlayın. Suyunu süzdüğünüz mercimekleri tencereye alıp sosla iyice karışmasını sağlayın. Tencereye mercimeklerin üzerini aşacak kadar su ekleyin ve orta ateşte mercimekler yumuşayıncaya kadar yemeği pişirin. Pişerken yemek suyunu çekerse sıcak su ilave edebilirsiniz.

Afiyet olsun!

Not: Mercimeğe biraz sirke ekleyip yanında kuru soğanla da servis edebilirsiniz..

24 Eylül 2008 Çarşamba

Sobee!!

Seda'cım beni sobelemiş, işte cevaplarım!


İsminiz?
Aslı

Nerelisiniz?
İstanbul'da doğdum ama hem anne hem baba tarafından Arnavut göçmeniyiz.

Yaşadığınız yer?
İstanbul.

Mesleğiniz?
İngilizce öğretmeniyim..

Hobileriniz?
Fotoğraf çekmek, yapboz yapmak, keşfetmek, blog yazmak ve balkonumda çiçek yetiştirmek..

Evli misiniz?
Bir senemiz yeni bitti..

Kaç çocuğunuz var?
Henüz çocuğumuz yok.


En sevdiğiniz yemek?
Cevabımın dönemsel olarak değişebileceği bir soru; ama bu aralar kesinlikle pizza!!


En sevdiğiniz tatlı?
Hiç ayırım yapmadan bütün tatlıları bayıla bayıla yerim..


Sevdiğiniz müzik türü?
Klasik, caz, Türk sanat müziği..


Nerelere gitmek istersiniz?
Öncelikle bir kere daha Karadeniz'i görmek isterim, hatta pekçok kere daha.. Sonrasında Doğu ve GüneyDoğu Anadolu, İtalya, Mısır, Hindistan, Prag, Japonya, Balkanlar ve Maldivler..

Ben de eğer kabul ederlerse Pınar ve Bengisu'yu sobeliyorum, kolay gelsin arkadaşlar..

22 Eylül 2008 Pazartesi

Sonbahar Gelirken..

İstanbul'da sıcaklığın birden düşmesi ve birkaç gündür devam eden yağışlarla birlikte ben de sonbaharı özlemiş olduğumu farkettim.. Bu sıralar, yağmur yağarken elimde bir fincan kahve pencere önüne oturup sokağı seyretmeye ya da kitap keyfi yapmaya ayıracak vaktim olmadığından sonbahar özlemimi fotoğraflarla gidermeye çalışıyorum.. Akşamları da yeni mevsim için çorbalar pişiriyorum.. Bunlardan biri de Sahrap Soysal'ın mantar çorbası..

Malzemeler:
300-400 gr. taze kültür mantarı
1 yemek kaşığı limon suyu
3 yemek kaşığı zeytinyağı
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı tepeleme un (yulaf, çavdar, kepekli un karışımı da olabilir)
1'er çay kaşığı tuz, karabiber
8 su bardağı et ya da tavuk suyu (soğuk ya da ılık olabilir)
2 su bardağı süt
1 adet yumurtanın sarısı
2-3 yemek kaşığı soya sosu


Akan suyun altında ovalayarak yıkadığınız mantarları rendeleyip derin bir kaba koyduktan sonra üzerine limon suyu gezdirin. (Ben bu aşamada 1-2 mantarı incecik kesip servis esnasında çorbaya eklemek için kenarda tuttum.) Diğer taraftan,zeytinyağını orta boy bir tencerede kızdırın. Pirinç tanesi büyüklüğünde doğradığınız sarımsakları kızgın yağa aktarıp 30 saniye kadar soteleyin.Üzerine rendelenmiş mantarı ilave edip ocağın altını açın.Mantarı yüksek ısılı ateşte tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 3-4 dakika kadar kavurun. Ocağı biraz kısıp unu serptikten sonra orta ısılı ateşte 2 dk. daha karıştırarak kavurun. 8 su bardağı et ya da tavuk suyunu azar azar tencereye aktarın. Bir taraftan çorbayı sürekli karıştırmaya devam ederken, bir taraftan da tuzu ve karabiberi serpin. Çorba kaynamaya başlayınca karıştırma işlemini bırakın. Sütü, yumurta sarısını ve soya sosunu derin bir kapta tel çırpıcıyla çırpıp bir kenarda bekletin. Çorba kaynamaya başladıktan 5 dk. sonra içine hazırladığınız sütlü yumurtayı sürekli karıştırarark azar azar ilave edin. Çorbayı 5 dk. daha kaynatıp ocaktan alın ve eğer kenara dilimlenmiş mantar ayırdıysanız çorbaya ekleyip sıcak sıcak servise sunun.

Not: isterseniz servise sunmadan önce 3-4 yemek kaşığı rendelenmiş eski
kaşar peyniri ekleyip pul kırmızı biber serpiştirebilirsiniz.

Afiyet olsun!

12 Eylül 2008 Cuma

Ramazan'da Sultanahmet

Geçen sene olduğu gibi bu yıl da eşimin iş yerinin Sultanahmet'te düzenlediği iftar yemeğine davetliydik. İftar telaşında unutmamak için fotoğraf makinemi bir gün önceden portmantoya asmıştım bile!

Güneş batarken Sarayburnu.. 6 minareli Sultanahmet Camii ve 4 minareli Süleymaniye Camii..


Geçen seneye göre daha az kalabalık olan meydanda manzara nefis.. iftara dakikalar kalmışken suların dansını seyretmek, rengarenk çiçeklere ve özenli bahçe düzenlemelerine dalıp gitmek, ve tüm bunlara hayranlıkla bakan turistleri görünce gurur duymak..

Sema gösterisi eşliğinde orucumuzu açarken, aklım yiyeceklerden ziyade Sultanahmet Camii'nin -ağaç dallarının kapatmasıyla okuyamadığım- mahya ışıklarıydı..

ve yemekten sonra, mahya ışıklarını okuyabildim: "En değerli miras ahlaktır"..

8 Eylül 2008 Pazartesi

İftar Soframız

Geçen pazartesiden beri, iftar vakti gelene kadar gün boyu hasretini çektiğim yemek değil de, su ve kahvaltılık oldu.. Hal böyle olunca da cumartesi akşamı ailelerimizi ağırladığımız iftar sofrasından geriye kalanları ve ramazanın sonuna kadar bizim soframızdan eksik olmayacak yiyecekleri paylaşmak istedim..

Ve o sofradan en sevdiğim iki kareyi..




Umarım size de bir fikir verirler..

6 Eylül 2008 Cumartesi

Yoğurt Çorbası (İftar Bereketi)

Eskiden yoğurt çorbası, nam-ı diğer yayla çorbası, sofraya geldiğinde yüzüm düşerdi; şimdiyse favori çorbalarım listesinde ilk üçte yer alıyor. Belki de sağlıklı olmadığından bu kısmı es geçen annemin aksine, benim çorbanın "hakkını verip" içine yağda kavrulmuş nane ve pulbiber eklediğimdendir.. Eminim siz de bu lezzete hayır diyemeyeceksiniz..

Malzemeler:
8 su bardağı su
1 çay bardağı pirinç


Terbiyesi için:
2 yumurta
2 su bardağı yoğurt

1 kahve fincanı un

tuz


Süslemek için:

kuru nane

pul biber

tereyağ


Pirinçleri ayıklayıp yıkadıktan sonra tencereye alın ve suyu da ekleyerek kısık ateşte pirinçler yumuşayıncaya kadar pişirin. Bu esnada terbiye malzelerini derin bir kaba alarak çırpıcıyla karıştırın. Pirinçler yumuşayınca suyundan 1-2 kepçe terbiye sosuna dökün ve birkaç kez karıştırın ki sosu çorbaya döktüğünüzde çorba kesilmesin. Terbiye sosunu yavaş yavaş pirinçlerin olduğu tencereye dökün, aralıksız karıştırın. Tencerenin ağzını kapatıp 10-15 dk. pişmeye bırakın. Servis edeceğiniz zaman tereyağ, nane ve pul biberi küçük bir cezvede yakın ve çorbanın üzerine gezdirin.



Afiyet olsun!

Not: Yoğurt çorbasını Sevil'in İftar Bereketi Etkinliği'ne yolluyorum, Sevil'cim kolaylıklar diliyorum, bereketli bir etkinlik olsun..

5 Eylül 2008 Cuma

Sütlaç

Tatil dönüşü, annemin hazırladığı sofrada bu nefis tatlı da yer alıyordu.. Hafif olduğundan ramazan ayına çok uygun olduğunu düşünüyorum..

Malzemeler:
2 kg. süt

1 lt. su
2 kahve fincanı pirinç
arzu ettiğiniz miktarda tozşeker
bir çimdik tuz
tarçın (süslemek için)

Ayıklayıp yıkadığınız pirinçleri süt ve su ile tencereye koyun, orta ateşte pişirin. Kaynamaya başlayınca ocağı kısın. 2 saat kadar kısık ateşte, hafif koyulaşmaya başlayana kadar pişirin. Toz şekeri ilave edin, bir cimdik de tuz koyun. Üzeri kaymak bağlayıp koyulaştığında ocaktan alın ve kaselere pay edin. Ilındıktan sonra buzdolabında soğutun ve servis öncesi tarçınla süsleyin.

Not: İsterseniz 2 - 3 adet damla sakızını havanda dövüp pişerken sütlaca ilave edebilirsiniz, ya da fırına dayanıklı kaseler kullanıp pişen sütlaçları üzerleri kızarıncaya kadar fırınlayabilirsiniz.

Afiyet olsun!

4 Eylül 2008 Perşembe

Sobe!

Sevgili Yosunbuka beni sobelemiş; ben de seve seve cevaplıyorum sorularını..

  1. Blog yazmaya ilk ne zaman başladın?
18 Şubat 2008, Pazartesi.. Yani evlendikten 6 ay sonra; yemek yapmayı işten dönünce yerine getirmem gereken bir mecburiyet olmaktan çıkarıp kendim için daha zevkli hale getirmeye karar verdiğimde.. Bu kararın oluşmasında önemli bir etken de Portakal Ağacı'nın beni etkilemesidir..



2. Blog yazısı konularının belli bir çizgide olmasına özen gösteriyor musun?

Herhangi spesifik bir konuya yönelmiş değilim, zaten blogun adını bu yüzden aslı'nın mutfağı koydum: temelde mutfağımda yaptığım şeyler hakkında yazıyorum.. Bunun
dışında mutfakla ilgili notlar içeren gezilerimi de fotoğraflayıp yayınlıyorum.Son zamanlarda mutfak dışına da kayan fotoğraflarımı da eklemeye başladım, hepsi
burada ..



3. Blog yazmayı ne kadar sürdüreceksin?

Sonlandırmayı şu ana kadar hiç düşünmedim, sanırım keyif aldığım sürece devam edeceğim..



4. Blog yazmak senin için eğlenceli bir uğraşken şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı?

Böyle bir bekleyiş var mı bilmiyorum ama bunun benim için bir zorunluluk haline gelmesini istemem.. Öyle hissedersem keyif alamam, ki bu blogu keyif almak için yazıyorum..



5. Blog yazmak için gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor musun?

Hoşuma gittiği için yazdığımdan ve kendime vakit ayırabilmemi sağladığından masanın başına geçecek vakti bulabiliyorum.. Hızlı olmak zorunda olduğum günlük telaşların içinde blog yazmak nefes alacak zaman gibi geliyor bana..


Ben de Seda , Pelin ve Gülden'i sobeliyorum.

3 Eylül 2008 Çarşamba

Benim Gözümden Ayvalık ve Cunda Adası

Bu aralar kapı ve pencere fotoğraflarına ilgi duymaya başladığımdan Ayvalık ve Cunda Adası'nı da bu gözle dolaştım.. Ayvalık çarşısındaki o dar sokaklardaki eski evlerin, Cunda'daki taş binaların anlatacak o kadar hikayesi var ki.. En iyisi ben susayım da sizi fotoğraflarla başbaşa bırakayım..

Ayvalık - Ağustos 2008






Cunda Adası - Ağustos 2008






2 Eylül 2008 Salı

Annemin Hoşgeldiniz Sofrası

Tatilden döndüğümüzde annemin hazırladığı sofrada eve dönmenin keyfine vardık..

Özel istek üzerine salata ağırlıklı olarak tasarlanan bu hafif menü umarım ramazan için de size bir fikir verir..

Menümüzde:

kabak salatası

kırmızı biberli salata

patates salatası - 4 -5 patatesi yıkayıp kabuklarını soyduktan sonra küp küp keserek üzerini geçecek kadar su ve biraz tuz ilavesiyle haşlayın. Haşlanan patateslerin suyunu süzüp mikserde iyice çırpın. İçine iyice yıkandıktan sonra kabuğuyla rendelenmiş 2 adet salatalık,1-2 diş sarımsak, 1 çorba kaşığı mayonez, 3-4 çorba kaşığı yoğurt ve biraz da ince kıyılmış dereotu ekleyin.

patlıcan salatası

roka salatası

mercimek çorbası

salçalı biftek , sade pilav

ve sütlaç (tarif vereceğim) vardı..


Şimdiden afiyet olsun!

1 Eylül 2008 Pazartesi

Ramazan Geldi Hoşgeldi!

Eminim benim gibi sizi de ramazan heyecanı sarmıştır.. Benim heyecanımın bir kısmını iftar ve sahur sofraları için hazırlayacaklarım oluşturuyor ve elbette bu sofraların değişmezi çeşit çeşit çorbalar. Bu yüzden de ramazan ayının ilk gününde bir çorba tarifi var: Emel Başdoğan'ın patlıcan çorbası..

Hepinize
ibadetlerinizin kabul olduğu; dost yüzlerle çevrili, bereketli iftar sofralarıyla dolu sağlık, sıhhat ve afiyetle geçireceğiniz hayırlı ramazanlar dilerim..


Malzemeler:
3 adet patlıcan

2 yemek kaşığı zeytinyağı

2 adet küçük patates

1 adet soğan
2 adet domates
3 sap maydanoz

3 su bardağı su (arzu ederseniz tavuk ya da et suyu)

1 adet limonun suyu

2 su bardağı süt (oda ısısında)
1 yemek kaşığı krema (süslemek için)

Patlıcanları yıkayıp kabuklarını soymadan küp küp doğrayın ve zeytinyağı ile kavurun. Patatesleri yıkayıp soyduktan sonra küp küp doğrayın ve patlıcanlara ekleyin. Kavurmaya devam edin. Soğanı ve domatesleri ince ince kıydıktan sonra tencereye ekleyin. Maydanozu ve suyu da ilave edin. Kaynadıktan sonra 5 dk. daha pişirin, limon suyunu ekleyip blendır ile sebzeleri püre haline getirin. Çorbayı servis tabağına aldıktan sonra kremayı ortasına koyun ve çatalı kremaya daldırıp dış kısımlara doğru çekin.

Afiyet olsun!

Not: Ramazan keyfini Sunay Akın'la Mahya Işıkları'nda çıkarmaya ne dersiniz?