4 Haziran 2008 Çarşamba

Karadeniz Turu 2. Gün Amasra - Safranbolu - Sinop

İstanbul'da her sabah duymaktan yorulduğum alarm yerine kuş cıvıltılarıyla uyandığımdan mı, Abant'ta soluduğum temiz havadan mı, yoksa sadece tatilde olduğumdan mı bilmem saat 06:00'da açıyorum gözlerimi Amasra'da.. Her yer sessiz, deniz çarşaf gibi..



















Terasta deniz manzaralı bir kahvaltı eşliğinde, emeklilik günlerimizi Amasra'da geçirme planları yapıyoruz..




Oymacılıkla meşhur bu şirin kasabada "ağaçtan insan bile yapılıp canının verilmediğini" öğreniyor, gazetelikler, bastonlar, salata kaseleri ve envai çeşit hediyelik eşyayla dolu Çekiciler Çarşısı'nı geziyoruz.




Çarşı cıvıl cıvıl, insanlar güleryüzlü, etraf tertemiz..

Amasra'da bir çöp kutusu.. Hayret ediyoruz, tertemiz ve etrafında çöp yok!

Çarşıda zarif dekorasyonuyla dikkatimizi çeken bir cafe-fırın: Ata Fırın


Mola vermek ve manzaranın tadını çıkarmak için tepedeki Ağlayan Ağaç çay bahçesinde soluklanıyoruz. Çay da çok güzel, Emel Sayın eşliğinde manzara da.. Dileyen manzaranın tadını dürbünle çıkarabiliyor..


Amasra'dan ayrılmak zor da olsa programımız yoğun.. Öğlen Safranbolu'ya hareket ediyoruz.

Bartın yolu nefis manzarasıyla bizi mest ediyor, meğer ne çok hasretmişiz doğaya..

Unesco'nun Dünya Miras Şehri ilan ettiği Safranbolu küçük ve capcanlı.. Havuzlu Asmazlar Konağı ziyaretçilere kapalı olduğundan, gezimize Cinci Han Otel'den başlıyoruz.



Çarşıda dolaşıp Sanfranbolu'nun susamsız simidinden tadıyoruz. Nefis!



Elimizde simit, Hıdırlık Tepesi'nin yolunu tutuyoruz. Biraz zahmetli bir parkurdan sonra Safranbolu ve mahremiyetin önemini vurgulayan giyotin pencereli Safranbolu evleri ayaklarımızın altında..

Öğlen yemeği molasını Kazanocağı'nda veriyoruz ve Ata Bey'in güleryüzlü servisi ile çok lezzetli yöresel yemeklerin tadına bakıyoruz..













Ermeni'lerin sık yaptığı
peruhi, içine kıyma yerine süzme yoğurt koyulan bir çeşit mantı.

















Terayağlı uzun fasulye
- Antalya şeker fasulyesi, bol soğanla yapılmış, enfes..


















Etli yaprak dolması
- öyle ufak sarılmış ki, çok zahmetli olmalı..

















Cevizli keşli yayım
- erişteye bayıldık!


















Bağlar gazozu
- çok hoş bir sakız kokusu var. Kahvelerde çok içildiğini öğreniyoruz..














Sakızlı sütlaç
- bundan böyle sütlacı mutlaka sakızlı yapacağım!


Yemekten sonra İmren lokumlarının tadına bakıp Hükümet Konağı'nı geziyoruz..



Öğleden sonra Safranbolu'dan ayrılıyoruz ve Sinop'a hareket ediyoruz. Gece yolculuk yapmayı tercih etmediğimiz için tur boyunca hava karardığında varıyoruz bir sonraki şehre. Böylece hem akşam hem de gündüz görüyoruz gezdiğimiz yerleri. Sinop'ta Öğretmenevi'ne yerleşiyoruz.


ve sahile inip Saray Restaurant'ın yolunu tutuyoruz.















İskorpit (çarpan) balığı














ve
karışık salata ile Karadeniz'de ikinci günümüzü noktalıyoruz..

13 yorum:

uygarimizlahayat dedi ki...

Aslıcığım valla girip çıkıp gün gün gezdiğiniz yerlere bakıyorum, harikaaaaaaaa yerler yaaaa, kısmetse Temmuzda bizde Karadeniz yolcusuyuz, inş. bu güzellikleri görmek bizede nasip olur, harikaaaaaaaa harikaaaaaaaaa, Allah içinize sindirsin, öpüyorum canım...

lezzetyolculugu dedi ki...

Aslıcım fotoğrafları görünce oraları ne çok özlediğimi farkettim.Ben üniversiteyi Zonguldakta okudum.Bartın,Amasra,Ereğli,Safranbolu'ya eşimle bir çok gez gittik.Gerçekten çok güzel yerler.Amasranın balığı,Safranbolunun lokumu,bağlar gazozu,mağarası,evleri,el işçiliği...Birde mutlaka gitmişsindir saframboluda meşhur yörük köyü vardır harika biryer orada yediğim cevizli böreği şimdiye kadar hiçbir yerde yemedim.Eğlenmene çok sevindim.fotoğraflardan nefis lezzetler tattığın belli...

Betül KAVAL dedi ki...

merhaba
aslıcım çok güzel anlatıyorsun devamını sabırsızlıkla bekliyorum..

sevgiler

sadiye dedi ki...

biliyormusun çok imrendim. keşke bende öyle bir tura çıkabilsem nerdeeeeee herşey çok güzel. simidi yemek isterdim doğrusu benim yerime de yeseydin yaprağı ince sarıyorlar demek. çok utandım çok tembelim ben :)çok güzel yerler. hele o yeşil alanda bol bol yürüseydiniz :)
sevgler

Adsız dedi ki...

merhaba

PORSELEN DEMLİK yepyeni bir etkinlik ile karşınızda…YÖRESEL LEZZETLER ETKİNLİĞİ 2-ET YEMEKLERİ


http://porselendemlik.blogcu.com

http://selmahlc.blogcu.com

http://birdemliksohbet.blogspot.com

http://kadininmutfagi.blogcu.com tarafından hazırlanmıştır

etkinliğimizin ikinci sahibesi ANEMONUN MUTFAĞI olarak 10/6/2008 ile 10/07/2008 tarihleri arasında 30 gün boyunca ben yapacağım konumuz:et yemekleri



anadolunun zengin sofrasını evlerimize sunmak,bizi biz yapan değerlerimizin hünerli ellerle bütünleştiği yemeklerimizin tarih kokan hikayelerini sunmak ve bu lezzetleri siz değerli dostlarımızla paylaşmak…

sizde bu lezzet dolu maceraya davetlisiniz…

eğer sizlerinde sofralarında yer bulan kendi yörenize ait bir tarifiniz var ise tarifinizi bize ulaştırabilir böylece bir yerlerde kalmış lezzetleri tüm dostlarınızla hem paylaşmış olacak hem de yörenizin kültür ve değerlerini tanıtmış olacaksınız

yapmanız gereken şey;

hazırladığınız yöresel yemeğinizi ismi ,yöre adı ,tarifi ve birkaç aşama ile çektiğiniz fotoğraf ile bloğunuzda yada sitenizde yayınlayıp daha sonra ev sahibine yorum ya da e-posta ile haber vermek

örnek:

isim:adana kebab

yöre adı:adana

buraya ise tarifimizin resmi ile beraber detaylı anlatımı gelecek şekilde…

iletişim:kadininmutfagi@hotmail.com ya da www.anemonunmutfagi.blogcu.com

unutmayın tarifler sadece tarihi yöresel tarifler olmalıdır

pelince dedi ki...

Tekrar gitmiş gibi heyecanladım,ahhh ahhh ne iyi yapmışsınız..Vallahi yemekler nefis nefis,ağzım sulandı.....
Allah tekrarını yaşatsın inşallah...Bende benim gezi notlarımı ekliyim aklıma getirdin:)
Not: Anneanneciğimi sormuşsun çok naziksin çok teşekkür ediyorum..Işın tedavisi oluyor..Bakalım iyiye doğru gidecekmi..

Sevgiler...

Betül dedi ki...

Aslı'cım,
Merakla ve keyifle okudum tatil anılarınızı, fotoğraflaman, konaklama yerlerinin ve yöresel yiyeceklerin isimlerini belirtmen çok iyi olmuş. Bu saydığın yerlerden çoğuna henüz gitmiş değilim.Bu yaz için, eşimle Anadolu ya da Karadeniz seyahati yapmayı planlıyoruz, bir mani çıkmazsa, benim için de rehber olacak bu yazdıkların. Tatil olarak, sürekli aynı yerde kalmak değilde, bu şekilde gezmeyi, yeni yerler görmeyi sevenlerdenim. Özellikle "Bartın yolu" manzarasına bayıldım, yolun her iki tarafında salınan ağaçlar, bambaşka hava katıyor, henüz iki gün oldu :) devamını bekliyoruz, sevgilerimle...

made in funda dedi ki...

süper bir gezi olmuş canım.çokta güzel anlatmışsın çok.gezmiş kadar oldum.çok şanslısın.iyi geceler..

Lady Koşan İstiridye dedi ki...

Fotoğrafları çok beğendim kompozisyonları çok güzel olmuş :)

CAHİDE dedi ki...

Ay canım valla heveslendirdin beni.gezmeye çok düşkün biri olarak sana imrendim.Türkiyenin pek çok yerini gezdim ama karadeniz taraflarına daha kısmet olmadı.Sana iyi gezmeler canım,bizde fotoğraflara bakalım artık.

NiNo dedi ki...

ayyy cocuklugum geldi aklima karadenizli olarak her yaz giderdik oralara simdi hasretmi kaldik ne :(

aslı'nın mutfağı dedi ki...

Uğurböceğim çok sevindim, ne tarafına gideceksiniz?

Emel'cim, teşekkürler.. Yörük Köyü'ne gitmedik maalesef.. Ama cevizli böreği aklıma yazdım bile :)

Betül'cüm çok teşekkürler..

Sevgili Sadiye, inşallah sana da nasip olur..

Pelin'cim teşekkürler.. Ayrıca ekle tabii ki, seninkileri de keyifle okuruz.. Anneannenen daha iyiye gidecek inşallah gün be gün..

Betül'cüm seninle aynı fikirdeyim, her sene başka bir yer daha keyifli oluyor..

Funda'cım çok teşekkürler, ne mutlu bana..

İstiridye'cim teşekkürler..

Sevgili Cahide, teşekkür ederim..

Nino'cum Karadenizli olduğunu bilmiyordum, ne taraftan?

Adsız dedi ki...

Firmamız Dell yetkili servisleri olarak bloğunuzdaki paylaşımları çok beğendik. çalışmalarınızın ve başarılarınızın devamını dileriz.